27 Ocak 2009 Salı

Alarım Sistemleri

0 yorum
Alarm sistemi, ev veya işyerinin hırsızlık, tehdit, gasp, yangın, sağlık sorunu gibi durumlarda başkalarını(Alarm Haberalma Merkezi, mal sahibi, komşular) haberdar edip yardım çağırmayı sağlayan elektronik güvenlik sistemidir. Alarm haberalma merkezleri panelden kendilerine gelen mesajı tipine göre kullanıcıya, polise, itfaiyeye, ambulansa yönlendirir. AHM bunu yıllık abonelik ücreti karşılığı yapar, sistemi sürekli gözler, gerektiğinde bakım için yönlendirme de yapar. Güvenlik sistemi, kurulacak yerin konumuna, müşterinin isteklerine ve yaşam tarzına, ayrılan bütçeye uygun olarak seçilen elektronik parçaların birbirlerine entegre edilmesiyle oluşturulur. Sistem istenmeyen durumları algılar ve alarma geçer, alarm esnasında sirenle ve ışıkla çevreye, otomatik telefon arama ile kullanıcıya ve AHM ‘ne haber verir. Kapı ve pencerelerin açılmasının algılanması, ortamda hareket eden canlıların algılanması, cam kırılması ve darbelerin algılanması, gaz kaçaklarının, dumanın ve yüksek ısının algılanması, panik-tehdit-yangın butonları alarm sisteminin istenmeyen durumları tesbit etmesine yarayan unsurlardır. Bunlardan gelen algılamaların, hangi bölgedekilerin ne zaman alarm olarak algılanacağına müşterinin hareket ve yaşam tarzına göre karar verilir ve muhtemel saldırı yollarını ve tehlikeleri göz önüne alan keşif sonuçlarına göre sistem düzenlenir. Kullanıcılar alarm kurma ve çözme işlemini, tuş takımından(***pad) şifre girerek, uzaktan telefonla bağlanarak, istenen zamanlarda otomatik olarak veya özel bir RF uzaktan kumanda ile gerçekleştirebilirler.


Alarm sistemi beş ana bölümden oluşur.

Algılayıcılar-dedektörler,
Alarm paneli,
Uyarıcılar,
Sistem kontrol-kumanda araçları,
Bunlar arasındaki bağlantı tesisatı.
Algılayıcılar; PIR hareket dedektörü, mikrodalga hareket dedektörü, IR bariyer hareket dedektörü, manyetik kontak, butonlar, cam kırılma dedektörü, darbe dedektörü, gaz dedektörü, duman dedektörü, su basma dedektörü vb. tiplerde olabilirler. Algıladıklarında bir kontağın konumunu değiştirirler.

Alarm panelleri; dedektör bağlamak için kullanılan zon girişi sayısı, kullanıcı sayısı, bağlanabilecek ***pad sayısı, yönetilen bölüm sayısı, bağlanabilen aksesuarlar gibi özelliklerle çeşitlenirler. Çeşitli sayıda girişleri ve çıkışları vardır. Elektrik kesintilerinde devreye giren yedek kaynakları vardır.

Uyarıcılar; siren, flaşör, telefon arama ve GSM modülleri vb. sesli ve görsel uyarı elemanlarıdır. Çeşitli tetikleme şekilleri ile çalışabilirler, sabotaja karşı donanım ve yedek enerji kaynakları olabilir.

Sistem kontrol-kumanda araçları; yazı ekranlı veya ışıklı tuş takımları(***pad), IR veya RF uzaktan kumandalar, telefon, bilgisayar vb. araçlardır.

Bu sistem parçaları arasındaki bağlantı tesisatı kablolu veya kablosuz olabilir.

Kablosuz bağlantıda, panel veya kablosuz dedektör alıcı santralı tarafından tanınabilecek dedektör sayısı, haberleşmenin şifrelenme düzeyi, değişken kod, radyo girişimine meydan vermeme ve bunlara bağışık olma, dedektörlerin tamper, pil durumu, sağlıklı çalışma raporu gibi bilgileri gönderebilme özelliği, panel veya santralın radyo karıştırması ile sağır edilmeyi sabotaj olarak bildirmesi, dedektör RF bilgi paketlerinin birbiri ile çakışmaması temel kriterlerdir.
"

bobin ve diyak

0 yorum
BOBİN



Bir iletkenin ne kadar çok eğik ve büzük bir şekilde ise o kadar direnci artar. Bobin de bir silindir üzerine sarılmış ve dışı izole edilmiş bir iletken telden oluşur.

Bobine alternatif elektrik akımı uygulandığında bobinin etrafında bir manyetik alan meydana gelir. Aynı şekilde bobinin çevresinde bir mıknatıs ileri geri hareket ettirildiğinde bobind elektrik akımı meydana gelir. Bunun sebebi mıknatıstaki manyetik alanın bobin telindeki elektronları açığa çıkarmasıdır. Bobin DC akıma ilk anda direnç gösterir. Bu nedenle bobine DC akım uygulandığında bobin ilk anda yalıtkan daha sonra iletkendir. Bobine AC akım uygulandığında ise akımın yönü devamlı değiştiği için bir direnç göterir. Bobinin birimi "Henri" 'dir. Alt katları ise Mili Henri (mH) ve Mikro Henridir (uH). Elektronik devrelerde kullanılan küçük bobinlerin boşta duranları olduğu gibi nüve üzerine sarılmış olanlarıda mevcuttur. Ayrıca bu nüve üstüne sarılı olanların nüvesini bobine yaklaştırıp uzaklaştırarak çalışan ayarlı bobinlerde mevcuttur. Bobin trafolarda elektrik motorlarında kullanılır. Elektronik olarakta frekans üreten devrelerde kullanılır.



DİYAK



Diyak çift yönde de aynı görevi gören bir zener diyot gibi çalışır. Diyakın üzerine uygulanan gerilim diyak geriliminin altında iken diyak yalıtımdadır.

Üzerinden sadece sızıntı akımı geçer. Üzerine ukgulanan gerilim diyak geriliminin üstüne çıktığında ise siyak iletime geçer. Fakat iletime geçer geçmez diyakın uçlarındaki gerilimde bir düşüş görülür. Bu düşüş değeri diyak geriliminin yaklaşık %20 'si kadardır. Diyakın üzerine uygulanan gerilim diyak geriliminin altına da düşse diyak yine de iletimde kalır. Fakat diyaka uygulanan gerilim düşüş anından sonraki gerilim seviyesinin altına düşürüldüğünde diyak yalıtıma geçer. Diyak iki yöndeki uygulanan polarmalarda da aynı tepkiyi verecektir. Diyakın bu özelliklerinin olma sebebi alternatif akımda kullanılabilmesidir.
"

Transformatörler genel bir bakiş

0 yorum


Elektrik enerjisinin iletilmesi, dağıtılması gibi alanlarda ve çeşitli aygıtların çalıştırılmasında kullanılan transformatörler en önemli elektrik makinaları grubundan sayılmaktadır. Transformatör, verilen bir alternatif gerilimi aynı freakansta diğer bir gerilime çevirmeye yarayan bir elektrik makinasıdır. Beslendiği ikincil şebekenin talep ettiği aktif ve reaktif gücü, kendisine enerji temin eden birincil şebekeden alır. Transformatörler üst gerilim şebekesindan alt gerilim şebekesine güç aktarmak için kullanılıyorsa bunlara “Güç Transformatörleri” denir. Ancak transformatörler gerilimi veya akımı ölçmek için kullanılıyorsa bunlara da “Ölçü Transformatörleri” denir.

Transformatörler ince silisli saclardan oluşan kapalı bir manyetik gövde ile bunun üzerine, yalıtılmış iletkenlerden sarılan sargılardan oluşur. En basit şekli ile transformatörde iki sargı bulunur. Bunlardan birine birincil (Primer), ötekine ise ikincil (Sekonder) sargı denir. Transformatör sargılarına gerilim değerlerine göre alçak gerilim sargısı veya yüksek gerilim sargısı gibi isimler de verilmektedir. Birincil gerilimi ikincil geriliminden büyükse, bu çeşit transformatörlere “düşürücü veya alçaltıcı transformatörler”, birincil gerilimi ikincil geriliminden küçükse, bu çeşit transformatörlere de “yükseltici transformatörler” denir.

Transformatörlerin hareket eden parçaları bulunmadığından sürtünme kayıpları söz konusu değildir. Bu nedenden dolayı diğer elektrik makinalarına göre verimi en yüksek elektrik makinasıdır. Büyük transformatörlerde malzemeyi en ekonomik kullanarak verimlerini %99,6’lara kadar çıkarmak mümkündür. Güçleri bir kaç Volt-Amper’den (VA), Mega-Volt-Amper’lere (MVA) kadar olabilir. Çıkış gerilimleri de çok yüksek kV değerlerine kadar çıkabilmektedir
"

Dijital Elektronikle İlgili Yardımcı Bilgiler

0 yorum



FREKANS: 1 saniyedeki peryot sayısına frekans denir.

PERYOT: Tam devir yapmış dalga bir peryotluktur (devirliktir). Devrini tamamlayan dalgaya peryot denir.

PULSE: Yarım peryota pals denir. 1 peryotta birisi pozitif, diğeri negatif olmak üzere iki adet pals vardır.

Frekansın birimi: HERTZ vaya SAYKIL olarak belirtilir. Değerinin askatları yoktur, fakat üs katları vardır.



1 Hz (Hertz)
1 000 Hz = 1 KHz (Kilohertz)
1 000 000 Hz = 1 000 KHz = 1 MHz (Megahertz)
1 000 000 000 Hz = 1 000 000 KHz = 1 000 MHz = 1 GHz (Gigahertz)


Peryotun birimi: Saniye olarak ifade edilir. Bunu şöyle ifade edebiliriz:

1 hertzlik frekans 1 saniyede 1 devir yapıyor demektir, yani 1 saniyede 1 peryot

bulunmaktadır. Bu bizi, şu sonuca ulaştırır: 1 peryot 1 saniyedir.

Peryotun biriminin as katları bulunmaktadır.

1 sn = 1 sn = 1 hz (saniye)
0,1 sn = 100 msn =10 hz (milisaniye)
0,01 sn = 10 ms =100 hz
0,001 sn = 1 ms = 1 khz
0,000.1 sn = 100 µs = 10 khz (mikrosaniye)
0,000.01 sn = 10 µs = 100 khz
0,000.001 sn = 1 µs = 1mhz
0,000.000.1 sn = 100 ns = 10 mhz (nanosaniye)
0,000.000.01 sn = 10 ns = 100 mhz
0,000.000.001 sn = 1ns = 1 Ghz

PREKANSMETRE: 1 saniyedeki peryot sayısını ölçen ölçü aletlerine frekans metre denir. Bunun için 2 saniyelik kare dalga bir peryot kullanılabilir. Bu peryotun pozitif ve negatif palsları birbirine eşit olmalıdır. Bu 2 saniyelik peryotun l er saniyelik iki adet palsından istediğimizi kullanarak bir frekans metre tasarımı yapabiliriz. Ayrıca yardımcı palslara da ihtiyacımız vardır. Bu yardımcı palslar, gösterge tutma ve sayacıları resetlemek (sıfırlamak) olmak üzere iki adet olmasa yeterlidir. 2 saniyelik peryotta kullanacağımız pals değerini öğrenmek istediğimiz, sayıcılara girecek olan frekans için anahtar görevi gören devreyi çalıştıracaktır.

PALSMETRE: Bir palsın zaman değerini ölçüp göstergeye aktaran devrelere palsmetre denir. Bunu gerçekleştirmek için frekansmetre devresinin mantığı ile tasarım yapmamız mümkündür. Gelen peryotu frekans metredeki anahtar devresine uygularız. Ayrıca bu peryottan gösterge tutma ve sayıcıları resetleme için iki adet yeni pals üretmemiz gerekmektedir.

Pals metre ile frekans metre arasındaki farkı şöyle ifade edebiliriz: Frekans metrede referans osilatörü ile anahtar devresi, gösterge tutma ve resetleme için üretilen palslan kullanılır. Pals metrede ise, dışarıdan gelen pals-lardan anahtar devresi, gösterge tutma ve resetleme için palalar üretilir. Frekans metrede dışarıdan gelen frekans, anahtar devresinden sayıcılara girer. Palsmetre-de ise, referans osilatöründan gelen frekans anahtar devresinden sayıcılara girer. Sayıcı devre ise her iki ölçü aleti için ortakdır.

PERYOT FREKANS ÇEVRİMİ:

Peryot 1 T 1
------- = ---------- ------ = ------
1 Frekans 1 f

DALGA BOYU: Bir peryotun metre cinsinden uzunluğuna dalga boyu denir. Referans ışık hızıdır. Bu elekiromanyetik dalgaların ışık hızı ile yayılmasından kaynaklanmaktadır, 1hertzlik frekansı oluşturan 1 saniyelik bir peryot devrini 300.000.000 metrede tamamlar. Dalga boyu birimi metredir. Sembolü ( ? ) Lamda'dır. askatları vardır.

DALGA BOYU ÖLÇÜMÜ (DALGA METRE): Dalga boyunu ölçmek için palsmetredeki sistemi uygularız. Gelen ve ölçülecek peryotu 1/2 ile çarparız ve sonucu anahtar devresine uygularız. Gösterge tutma ve sayıcıları resetleme için de bu peryottan yararlanarak palslar üretiriz. Keferans osilatörünü anahtar devresinden sayıcılara uygularız.

FREKANS METRE, PALS METRE VE DALGA METRE REFERANS DEĞERLERi:
Frekansmetre için: 1/2 Hz
Pals metre için: 1 khz, 1 mhz, 1 ghz.
Dalga metre için: 300 mhz üzerinden dengelenerek uygulanacak.
"

Bilgisayar Mühendisi Ne İş yapar?

0 yorum
Üniversite sınavlarına hazırlanmadan önce tek istediğim bölüm bilgisayar mühendisliğiydi. Lise yıllarında programlama ile uğraşmaya başlamam sebebiyle kendimi daha da geliştirmeyi ve bu alanda eğitim almayı planlıyordum, öyle de oldu. Fakat üniversiteye girdikten sonra Bilgisayar Mühendisliği’nin programlamadan ibaret olmadığını ve birçok iş kolunda çalışabileceğini öğrendim. Bilgisayar Mühendisliği’nde okuyan öğrenci arkadaşlarımın üniversite bitirdikten sonra ne tarz işler yapacağı konusunda çok da fikirleri yoktu. Birçok kişi bu konuda sorular yönelttiği için elimden geldiğince yardımcı olabilecek bir yazı hazırlamaya çalıştım.

Öncelikle bir mühendislik dalıdır ve bu bölümü kazanan veya okumayı düşünen insanların bunun bilincinde olması gerekir. Mühendislik bilimsel ve matematiksel verileri kullanarak insanlara faydalı ürünler ortaya çıkarmaya uğraş veren bilim dalıdır. Bu nedenle matematiksel zeka gerektirmektedir. Hızlı ve hatasıza yakın sonuçlar elde etmeye çalışır.
Bilgisayar mühendisi, mühendislik problemlerini bilgisayar teknolojisi ile modellemeye ve çözmeye çalışır. Bunu yaparken bu teknolojinin içerdiği veri saklama, veri işleme ve iletişim açılımlarını yoğun ve etkili bir şekilde kullanır.

Bilgisayar Mühendisleri dışardan genellikle program yazan kişiler olarak görülmektedir. Kısmen doğru olan bu kanı aslında tamamen gerçeği yansıtmamaktadır. Yazılım sadece Bilgisayar Mühendisliği’nin bir parçasıdır. Çoğu zamanda Bilgisayar Mühendisleri yazılım işinin ön safhası olan sistem tanımlaması ve koordinasyonu işlerini yürütmektedir. Türkiye’deki birçok bölüm aslında yurtdışında “Software Engineering” olarak adlandırılan “Yazılım Mühendisliği” derslerini okumaktadır. Eğitim süresince çeşitli işletme ve endüstri dersleri ile birlikte temel teknik dersler okutulmaktadır. Okuldaki eğitimlerde verilen teknik dersler genelde giriş ve orta düzeyde verilmektedir. Öğrencinin kendisini yakın hissettiği alanda geliştirmesi ise piyasa tecrübesi ile birlikte ortaya çıkar.

Bilgisayar Mühendisleri yazılım dışında birçok iş alanında çalışabilir. Bunlardan bir tanesi akademik kariyer yapmaktır.Yüksek lisans ve doktora ile başlayarak belirli bir alanda uzmanlaşarak eğitimci olarak öğrencilere yardımcı olmaktadırlar.

Sistem mühendisliği (System Engineering) alanında işler yapabilir. Sistem mühendisliği veri ağlarının planlama, tasarlama ve kurma işlemlerinde görev alır. Bu alanda firmaların bilgi işlemleri ile birlikte çalışmalar yürüterek kurumlarının ağlarının daha verimli ve kaliteli çalışmasını sağlayabilir.
Sistem Analisti ve Tasarımcısı (System Analyst & System Designer) olarak çalışabilir. Sistemleri geliştirmek için bilgileri derler ve bu bilgilerin analizini yapar. Sistemlerin geliştirilebilmeleri için önerilerde bulunur. Bilgi akışını ve sistemlerin işleyişlerini akış diyagramları oluşturarak işin herkes tarafından anlaşılabilmesini sağlar. Üniversite eğitiminde alınan akış diyagramları ile ilgili dersler sayesinde mezun olan öğrenciler dünyanın her yerindeki mühendislerler ortak bir dil ile anlaşabilir.

Bilgi Güvenliği Uzmanlığı (Information Security Manager) alanında faaliyetlerde bulunabilir. Kurumun bilgisayar sistemlerinin güvenli bir şekilde çalışabilmesi için güvenlik gereksinimlerini belirler ve bu konu da bir standart oluşturarak sistemlerin güvenli bir şekilde çalışması için uğraş verir. Özellikle büyük sistemlerde veriler kurumlar ve firmalar için hayati önem taşımaktadır.
Veritabanı Yöneticiliği (Database Administrator) alanı kurumlar için vazgeçilmez hale gelmiştir. Özellikle müşteri ilişkileri yönetimlerinin (CRM) yaygınlaşması ile birlikte daha da önemli olan veritabanı yöneticiliği oldukça gerekli bir iş dalı haline gelmiştir. Veritabanları için belirli bir standart oluşturulmasını ve bu standartın korunarak hazırlanacak veritabanlarının ortak bir şekilde kullanılmasını sağlar. Ayrıca veritabanlarının tasarlanması geliştirme aşamalarında bulunur. Birçok kuruluş özellikle Oracle ve MsSQL sistemlerini kullanmaktadır. Haliyle birçok eğitimli insana ihtiyaç duyulmaktadır.

Ar-Ge alanında çalışabilmektedir. Firmaların yeni ürünler ve hizmetler ortaya çıkarabilmesi için Araştırma-Geliştirme birimlerine ihtiyaç vardır. Bilgisayar Mühendisleri de bilgi birikimlerini bu alanda kullanarak çalışabilirler.
Yazıda birçok teknik terim olabilir ama Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerinin, öğrenci adaylarının ve mezunlarının bu terimlere aşina olmaları gerekmektedir. Saydığım iş dalları ilk etap da akıla gelenlerdir. Bunların dışında İnternet’in gelişmesi ile birlikte birçok yeni iş kolu ortaya çıkmıştır.

Sevdiğiniz işi yapmak herşeyden önemlidir. Yazılımcı olmak isteyen bir kişinin illa ki Bilgisayar Mühendisliği okumasına gerek yoktur. Fakat okuması yararına olacaktır. Öğrencilik yaşamında bir şekilde piyasanın içerisine girmek en doğru iş olacaktır. Böylelikle eğitiminize şekil vererek seveceğiniz bir iş dalına geçiş yapabilirsiniz.

"

Elektrik Elektronik Mühendisliği

0 yorum
KSÜ EEM Genel Bilgi:

21 Temmuz 1995 tarih ve 95/7044 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş olan K.S.Ü. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi bünyesinde bulunan E-Elektronik Mühendisliği Bölümü, 1996-1997 Eğitim Öğretim yılından itibaren lisans öğrencisi almış, lisans ve Yüksek Lisans eğitimi faaliyetlerini sürdürmektedir.


Temel Elektrik-Elektronik, Devreler,Telekomünikasyon, Lojik, Mikroişlemciler, Otomatik Kontrol vb. konularında teorik derslerin yanında; kurulmuş olan yeterli laboratuar uygulama donanımı ile pratik ve deneysel çalışmalar yapılmaktadır.

Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünün amacı profesyonel eğitim almış aynı zamanda da ulusal-uluslararası düzeyde uygulamalı ve pratik alanlarda çalışma ve araştırma yapabilecek elektrik-elektronik mühendisi ve bilim adamı adayı yetiştirmektir. Program, yaratıcı ve analitik düşünebilme yeteneğini öğrencilere kazandırır. 4 yıllık lisans programını basari ile tamamlayan öğrencilere lisans diploması (B.Sc.) ve “Elektrik-Elektronik Mühendisi” ünvanı verilir. Bölümde yüksek lisans (M.Sc.) ünvanı da verilmektedir. Bölümün uygulamalı dersleri için yeterli sayıda laboratuarlar mevcuttur.


Gereken Nitelikler


Elektrik-Elektronik Mühendisliği Programında okumak isteyen öğrencilerin:

· çalışmalarını gerektiğinde bağımsız, gerektiğinde grup ile birlikte sürdürebilecek,
· teknolojideki araştırma geliştirme ve yenilikleri takip edebilen,
· kavrama, yaratıcılık ve iletişim yetenekleri gelişmiş,
· matematik ve fiziğe ilgili ve bu alanlarda başarılı,
· dikkatli ve sabırlı
olmaları gerekir.

Meslek Elemanlarının Yaptıkları Belli Başlı İşler


Elektrik-Elektronik mühendislerinin başlıca görevleri bağlı olduğu kuruluşlardaki yaptıkları başlıca teknik hizmetler şunlardır:
· çalışma planı hazırlamak ve bu planın düzgün bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve takip etmek,
· proje uygulamalarında teknisyen aşamasındaki çalışanlar ile proje arasındaki koordinasyonu sağlayacak bir elemen olarak faaliyet göstermek,
· üretim aşamasında işlemlerin kusursuz çalışmasını sağlamak ve ürünün kalite değerlendirilmesini yapmak,
· tesiste projelendirme ve koordinasyonu sağlamak,
· işletmelerde kendi sorumluluğundaki sistemin güvenilir ve etkin bir şekilde işletilmesini sağlamak ve gerektiğinde sistemin güncelleştirilmesi ilgili yapılacakları tespit ederek amirine rapor etmek,
· malzeme ve donanım alışında ve satışında teknik danışmanlık yapmak ve gerekli kontrolleri yapmak,
· araştırma-Geliştirme faaliyetleri ile ilgili kuruluş ve bölümlerde yeni ürünler geliştirilmesi ya da var olan ürünlerin iyileştirilmesi ile ilgili fikirler üretmek ve gerekli altyapının oluşturulmasında çalışmalar yapmak
olarak sıralanabilir.



Mezunlar:

· haberleşme ve telekominikasyon
· elektromekanik sanayii,
· yurtiçi ve yurtdışı fabrika ve işletmelerinin elektrik müteahhitlik, işletim ve danışmanlık hizmetleri,
· enerji üretim, iletim, dağıtım, tüketim sektörü,
· elektrik makinaları ve transformatör imalat sanayii,
· güç elektroniği ve sürücü sistemler,
· elektrik makinaları dinamiği, modellenmesi ve kontrolü,
· bina ve yol aydınlatmaları, fabrika ve bina otomasyonları,
· elektrikle ısıtma, proje ve uygulama mühendisliği,
· yüksek gerilim şalt cihazları üretimi,
alanlarında çalışabildikleri gibi, kendi danışmanlık ve müteahitlik bürolarını da kurabilirler.


Çalışma Ortamı ve Koşullar


Çalışma ortamı, mezunların çalıştığı işe bağlı olarak çok geniş bir alanda değişim gösterir. Tasarım, projelendirme, satış temsilciliği, danışmanlık, müşteri hizmetleri ve ilişkilerine dayalı işler daha çok ofis ve bilgisayar ortamında çalışırlar ve ayrıca gerektiğinde kısa süreli seyahat gerektiren işlerde görevlendirilebilirler. Araştırma ve geliştirmeye dayalı iş türlerinde laboratuar ortamında, üretim, konstrüksiyon ve şantiye ile ilgili sektörlerde çalışan mühendisler kapalı, gürültülü ve tozlu ağır koşullar içeren ortamlarda iş takibi ve kontrolü sırasında bulunabilirler."

Diyotlar

0 yorum



Akımı bir yönde ileten, diğer yönde durduran devre elemanıdır.

Devrelerde genel olarak doğrultma amaçlı kullanılırlar.
gösterimi ve simgesi aşağıdaki gibidir.






diyolar evimizdeki lamba anahtarları gibi düşünülebilir.
anahtar kapatıldığında devre tamamlanır ve lamba yanar, ve anahtar açıldığında devre açılır ev akım geçmez dolayısıyla almba söner.
bu durum aşağıdaki gibi gösterilebilir.




diyotlar P ve N tipi iki yan iletken maddenin ekleminden oluşmuştur.





Diyot'un, harici bir voltaj kaynağına bağlanarak kutuplandırılmasına, polarma denir.
Anot voltajının katot'a göre daha büyük olması, doğru POLARMA, anot'un, katot'dan daha düşük olması durumu ise TERS POLARMA olarak ifade edilir. Bir diyot, normal olarak, doğru plorma durumunda İLETİM'de, ters polarmada ise KESİM dedir.


Bir diyotun iletime geçebilmesi için, yapısı gereği eklem bölgesinde oluşan voltajın, eletriksel olarak üstesinden gelebilecek bir değerde harici voltajın uygulanması gereklidir. Diyotun iletime geçmesi ve bunu devam ettirebilmesi için gerekli voltaj, silikon diod için en az 0.7 olmalıdır. Diodlann maksimum işletme voltajı ve akımı, yapışma bağlı olarak belirlidir. İşletme akımı, diyot devresindeki direnç veya devre elemanları tarafından sınırlanarak, uygun değerde tutulur. İşletme süresince diyot uçlarındaki voltaj, 0.7 Volt'tur.

bir ideal diyot için karakteristik aşağıdaki gibidir.




fakat gerçek diyot karakteristiği bundan biraz farklıdır,
aşağıda tipik bir diyodun karakteristiği bulunmaktadır.




Diyot Çeşitleri


1-Zener Diyotlar :Zener diyot normal doğrultma diyotlarının ters delinme gerilimi esasıyla çalışırlar. Regüle devrelerinde çıkış gerilimini sabit tutmak için kullanılırlar.Ters polarizasyon altında çalışırlar. Zener diyodların gerilim değeri üzerinde bulunmaktadır. örneğin diyodun üzerinde 5V1 yazıyorda bu zener diyot 5.1 Voltluk zener diyottur.



2-Köprü Diyotlar :Aslında bu diyotlar özel bir çeşit değildir.4 tane normal diyodun uygun bağlanmasıyla
oluşturulur.Fakat piyasada artık hazır olarak ( paketlemiş ) 4 ucu dışarıya çıkmış köprü diyotlar bulun- maktadır.Bu 4 uçtan ikisi alternatif akım girişi ,bir ucu + çıkış ,son ucu ise - çıkıştır.Sadece doğrulma devrelerinde kullanılır.


3-Led Diyotlar :Led diyodlar doğru polarizasyonda çevresine ışık veren devre elemanıdır.3 renkte imal edilirler.Bunlar Kırmızı; 1,5 Volt ,Sarı; 1,8 Volt ,Yeşil; 2,2 Volt şeklindedir.
Led diyotlar iki ve üç renkli olarakta yapılırlar.İki renkliler ters paralel bağlı kırmızı ve yeşil ledler- den ,Üç renkli de kırmızı ,yeşil ledlerden oluşur, iki led birden yakıldığında ise sarı renk elde edilir. led lerin kullanılacağı yerde gerilim yüksek ise gerilimi sınırlamak için önüne seri bir direnç bağlanır.


4-Foto Diyotlar :Foto diyotlarda zener diyotlar gibi ters polarizasyonda çalışırlar.Üzerinden geçen akım ışık şiddetiyle doğru orantılı olarak artan bir elemandır.Foto diyotlar ayrıca kızıl ötesi ışınlara duyarlı olarakta imal edilirler.Bunlar hem ışını alan hem de ışını gönderen olarak iki çeşittir. Daha çok uzktan kumanda cihazlarında kullanılırlar.
aşağıda çeşitli diyotlardan bazı örnekler görünmektedir.
"

26 Ocak 2009 Pazartesi

İLETİŞİM | Reklam alımlarımız Başlamıştır !!

0 yorum
"

JOULE KANUNU

0 yorum
James Prescott Joule 1818 ile 1889 yılları arasında yaşamış bir İngiliz Fizikçidir. Esasen Isı enerjisi ile Mekanik enerjinin eşdeğer olduğunu göstermiştir ve “Joule” adı enerji birimine verilmiştir.

Joule Kanunu: “Bir iletkenden bir saniyede geçen elektriğin verdiği ısı: iletkenin direnci ile, geçen akımın karesinin çarpımına eşittir”.

W = R x I² dir.

Formül kalori olarak şu şekildedir:

Kalori = 0.2388 x R x I x I x t saniye

Bir kalori 4.1868 Joule eşittir.O halde

Joule = R x I x I x t saniye olur.

Güç birimi olan Watt, İskoç mühendis James Watt'tan (1736 - 1819) isim almıştır.

Watt = Joule / saniyedir. O halde;

W = R x I² olur.

Ohm kanununda ki R = V / I eşitliğini burada yerine koyarsak, bir formülümüz daha olur:

W = V x I

Örnek: 10 ohm değerinde bir direnç 10 Volt luk bir gerilime bağlanıyor. Bu direncin gücü ne olmalıdır?

V = R x I olduğundan bu dirençten 1 Amper akım geçtiğini görüyoruz. Bu direncin 1 Amper akıtması için gücünün, W = R x I² den
W = 10 x 1 x 1 10 watt olması gerekir.


"

Elektrik Akımı

0 yorum

Elektrik Akımı Nasıl Oluşur

Bildiğiniz gibi metallerin atomlarındaki elektron sayıları metalin cinsine göre değişir. İletken maddelerin atomlarının son yörüngelerinde 4 'den az elektron bulunur. Atomlar bu elektronları 8 'e tamamlayamadıkları için serbest bırakırlar. Bu yüzden bir İletken maddede milyonlarca serbest elektron bulunur. Bu maddeye elektrik uygulandığında elektronlar negatif (-) 'den pozitif (+) yönüne doğru hareket etmeye başlar. Bu harekete "Elektrik Akımı" denir. Birimi ise "Amper" 'dir. İletkenin herhangi bir noktasından 1 saniyede 6.25*10^18 elektron geçmesi 1 Amperlik akıma eşittir. Akımlar "Doğru Akım" (DC) ve "Alternatif Akım" (AC) olarak ikiye ayrılır. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.

Doğru Akım (DC) :

Doğru akımın kısa tanımı "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir." şeklindedir. Doğru akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır. En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Birde evimizdeki alternatif akımı doğru akıma dünüştüren Doğrultmaçlar vardır. Bunların da daha sabit olması için DC kaynağa Regüle Devresi eklenir.


Alternatif Akım (AC) :

Alternatifin kelime anlamı "Değişken" dir. Alternatif akımın kısa tanımı ise "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir." şeklindedir. Alternatif akım büyük elektrik devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır. Evlerimizdeki elektrik alternatik akım sınıfına girer. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, aspiratör ve vantilatörler direk alternatif akımla çalışırlar. Televizyon, müzik seti ve video gibi cihazlar ise bu alternatif akımı doğru akıma çevirerek kullanırlar.

"

Adım (Step) Motorları

0 yorum

1. Giriş

Açısal konumu adımlar halinde değiştiren, çok hassas sinyallerle sürülen motorlara adım motorları denir. Adından da anlaşılacağı gibi adım motorları belirli adımlarla hareket ederler. Bu adımlar, motorun sargılarına uygun sinyaller gönderilerek kontrol edilir. Herhangi bir uyartımda, motorun yapacağı hareketin ne kadar olacağı, motorun adım açısına bağlıdır. Adım açısı motorun yapısına bağlı olarak 90° , 45° , 18° , 7.5° , 1.8° veya daha değişik açılarda olabilir. Motora uygulanacak sinyallerin frekansı değiştirilerek motorun hızı kontrol edilebilir. Adım motorlarının dönüş yönü uygulanan sinyallerin sırası değiştirilerek saat ibresi yönü (CW) veya saat ibresinin tersi yönünde (CCW) olabilir.

Adım motorlarının hangi yöne doğru döneceği, devir sayısı, dönüş hızı gibi değerler mikroişlemci veya bilgisayar yardımı ile kontrol edilebilir. Sonuç olarak adım motorlarının hızı, dönüş yönü ve konumu her zaman bilinmektedir. Bu özelliklerinden dolayı adım motorları çok hassas konum kontrolu istenen yerlerde çok kullanılırlar. Adım motorlarının kullanıldıkları yerlere örnek olarak, endüstriyel kontrol teknolojisi içerisinde bulunan bazı sistemler, robot sistemleri, takım tezgahlarının ayarlama ve ölçmeleri verilebilir. Ayrıca, adım motorları konumlandırma sistemlerinde ve büro makinaları ile teknolojisi alanında da kullanma alanı bulmaktadır.

Adım motorlarının bu kadar çok kullanılma alanı bulmasının nedeni bu motorların bazı avantajlara sahip omasıdır. Bu avantajlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Geri beslemeye ihtiyaç göstermezler. Açık döngülü olarak kontrol edilebilirler.
  • Motorun hareketlerinde konum hatası yoktur.
  • Sayısal olarak kontrol edilebildiklerinden bilgisayar veya mikroişlemci gibi elemanlarla kontrol edilebilirler.
  • Mekanik yapısı basit olduğundan bakım gerektirmezler.
  • Herhangi bir hasara yol açmadan defalarca çalıştırılabilirler.

Adım motorlarının bu avantajları yanında bazı dezavantajları da aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

  • Adım açıları sabit olduğundan hareketleri sürekli değil darbelidir.
  • Sürtünme kaynaklı yükler, açık döngülü kontrolda konum hatası meydana getirirler.
  • Elde edilebilecek güç ve moment sınırlıdır.

2. Adım Motoru Çeşitleri

Kullanımda olan birçok elektrik motorunda olduğu gibi adım motorları da makinanın yapısına ve çalışmasına göre sınıflandırılabilir.

Değişken Relüktanslı (DR) Adım Motoru

Değişken relüktanslı adım motoru en temel adım motoru tipidir. Bu motorun temel prensiplerinin daha iyi anlaşılabilmesi için kesit görünüşü Şekil 1’ de gösterilmiştir. Bu üç-fazlı motorun 6 adet stator kutbu vardır. Birbirine 180° açılı olan herhangi iki stator kutbu aynı faz altındadır. Bunun anlamı, karşılıklı kutupların üzerindeki sargıların seri veya paralel olması demektir. Rotor 4 adet kutba sahiptir. Stator ve rotor nüveleri genellikle ince tabakalı silisli çelikten yapılırlar. Düşük manyetomotor kuvveti uygulansa bile, stator ve rotor malzemeleri yüksek geçirgenlikli ve içlerinden yüksek mağnetik akı geçecek kapasitede olmalıdır.



Şekil 1. DR adım motoru

Sabit Mıknatıslı (SM) Adım Motorları

Rotorunda sabit mıknatıs kullanılan adım motoruna sürekli mıknatıslı adım motoru adı verilir. 4-fazlı bir SM adım motorunun bir örneği Şekil 2’de gösterilmiştir. Silindirik sabit mıknatıs rotor gibi çalışır, etrafında ise herbiri üzerine sargılar sarılı olan 4 adet kutbun bulunduğu stator vardır.



Şekil 2 4-fazlı SM adım motoru

Burada C ile adlandırılan terminal, herbir fazın birer uçlarının birleştirilerek güç kaynağının pozitif ucuna bağlandığı ortak uçtur. Eğer fazlar Faz1, Faz2, Faz3, Faz4 sırasıyla uyartılırsa; rotor saat ibresi yönünde (CW) hareket edecektir. Bu motorda, adım açısının 90° olduğu açıkça görülmektedir. SM adım motorunda adım açısını azaltmak için, manyetik kutup sayısı ile birlikte stator kutup sayısı arttırılmalıdır. Fakat her ikisininde bir sınırı vardır. Buna alternatif olarak küçük adım açılarına sahip karışık yapıdaki SM adım motorları kullanılmaktadır.

Karışık Yapılı (Hybrid) Adım Motoru

Rotorunda sabit mıknatıs bulunan bir diğer adım motoru da karışık yapılı adım motorudur. Hybrid kelimesi motorun sabit mıknatıslı ve değişken relüktanslı motorların prensiplerinin birleşmesinden dolayı verilmiştir. Günümüzde çok geniş bir kullanım alanına sahip olan Hybrid adım motorunun yapısı Şekil 3’te verilmiştir. Statorun nüve yapısı değişken relüktanslı adım motorunun aynısı veya çok benzeridir. Fakat sargıların bağlantısı değişken relüktanslı motorunkinden farklıdır. Değişken relüktanslı adım motorunda bir kutupta bir fazın iki sargısından sadece bir tanesi sarılmış iken, 4 fazlı karışık yapılı adım motorunda iki farklı fazın sargıları aynı kutupta sarılmıştır. Bundan dolayı bir kutup sadece bir fazın altında değildir. Karışık yapılı adım motorlarında moment, diş yapılarındaki hava aralıklarının manyetik alanlarının etkileşimi ile oluşturulur. Bu tip motorlarda sürekli mıknatıs, sürücü kuvveti oluşturmak için önemli rol oynamaktadır. Fakat karışık yapılı adım motorundaki rotor ve stator dişlerinin küçük adım açıları elde etmek için dizayn edildiği bilinmelidir.





Şekil 3. Karışık yapılı adım motorunun yapısı


3. Adım Motorlarına Ait önemli Parametreler


Çözünürlük

Çözünürlük; bir devirdeki adım sayısı veya dönen motorlar için adım açısı (derece), lineer motorlar için ise adım uzunluğu (mm) olarak tanımlanır. Bu sabit değer, üretim sırasında tesbit edilen bir büyüklüktür. Bir adım motorunun adım büyüklüğü, çeşitli kontrol düzenleri ile değiştirilebilir. Yarım adım çalışmada adım büyüklüğü normal değerinin (çözünürlüğünün) yarısına indirilir.

Doğruluk

Bir adım motorunun adım konumu, tasarım ve üretim sırasında biraraya getirilen birçok parçanın boyutları ile belirlenir. Bu parçaların boyutlarındaki toleranslar ve dahili sürtünmeler adımların nominal denge konumlarında da toleranslara neden olurlar. Bu durum adım motorunun doğruluğu olarak isimlendirilir ve belli bir konumdaki maksimum açısal hatanın nominal tek adım değerinin yüzdesi olarak ifade edilmiş halidir. Klasik adım motorlarında bu hata % ± 1 ile % ± 5 arasında değişmektedir. Sürtünme momenti veya kuvveti nedeniyle oluşan konum hataları bu doğrulukla ilgisi olmayan, daha az veya çok olabilen rastgele hatalardır. Ancak her iki tip hata toplanarak sistemin toplam hatası elde edilir.

Tutma momenti

Tutma momenti, bir adım motorunun en temel moment karekteristiğidir. Tutma momenti eğrisi, motorun ürettiği tutma momentinin rotor konumuna bağlı olarak değişimini veren eğridir. Eğrinin merkezi motorun bir fazının uyartılmış olduğu durumda rotorun kararlı adım konumuna karşılık düşer. Bu eğri, rotor adım pozisyonundan uzaklaştırılırsa, motorda endüklenecek olan ve rotoru sıfır momentli adım pozisyonuna geri getirmeye çalışan momentin (tutma momenti) yönünü ve miktarını verir . Tutma momenti eğrisi, motorun tüm rotor konumları ve statik uyarma koşullarındaki ani momentini tam olarak tanımlamak için gereklidir. Diğer moment karakterisitikleri (statik ve dinamik) bu eğri baz alınarak elde edilebilir.

Tek adım tepkisi

Motor fazlarından biri uyarılmış durumdaysa motor kararlı bir adım konumundadır. Bu fazın uyartımı kesilip yeni bir faz uyartılırsa motor bir adım atacaktır. Rotor konumunun zamana göre bu değişimi tek adım tepkisi olarak tanımlanır. Tek adım tepkisi, motorun adım hareketinin hızını, tepkinin aşım ve salınım miktarını, adım açısının hassaslığını veren önemli bir karekteristiktir. Adım motorlarından maksimum performans elde edebilmek için tek adım tepkisindeki aşım ve salınımların azaltılması ve yerleşme zamanının kısaltılması gerekmektedir. Bu nedenle tek adım tepkisinin iyileştirilmesi adım motorlarının kontrolunda çok büyük öneme sahiptir.

Sürekli rejimde maksimum yük momenti eğrisi

Sürekli rejimde maksimum yük momenti/ hız eğrisi herhangi bir sabit dönüş hızında, rotor hareketinin giriş darbe dizisiyle olan senkronizasyonunu bozmadan ve rotorun durmasına neden olmadan sürekli halde motor miline uygulanabilecek maksimum yük momentini verir. Bu moment aynı zamanda, sözkonusu hızda motorda meydana gelecek maksimum moment anlamına da gelmektedir. Klasik motorlarda bu eğriye karşılık gelebilecek bir karekteristik yoktur. Maksimum yük momenti eğrisi çalışma noktalarını göstermediği gibi bir transfer fonksiyonu eğrisi de değildir. Sadece, çalışma bölgesini sınırlar. Bu eğrinin sınırladığı bölge içinde herhangi bir noktada motor giriş darbe dizilerini kaybetmeden ve durma tehlikesi olmadan ilgili hız ve yük momenti ile çalışır. Sınırların dışına çıkıldığında bu durum değişebilir.

Kalkışta maksimum yük momenti eğrisi

Özellikle açık döngülü sistemlerde duran bir sistemi istenen pozisyona getirebilmek için motora uygulanan uyartım darbelerinin motor tarafından hiç kaçırılmadan takip edilmesini sağlamak çok önemlidir. Fakat, uygulanan uyartım sinyallerin sıklığı, motorun miline bağlı yükü sıfır hızından itibaren kaldırıp hızlandırmasına izin vermeyebilir. Bu yüzden adım motorları için, kalkışta maksimum yük momenti eğrileri tanımlanır. Şekil 4’ te sürekli rejimde maksimum yük momenti ve kalkışta maksimum yük momenti eğrileri gösterilmiştir.



Şekil 4 Sürekli rejimde ve kalkışta max. yük momenti/hız eğrileri

Adım Motorlarının Uyartımı

Tek-faz uyartımı


Motor sargılarının sadece birinin uyartıldığı uyartım cinsine tek-faz uyartımı adı verilir. Çizelge1’de 4-fazlı adım motoru için tek-faz uyartım sırasındaki fazların durumu görülmektedir. Bu uyartım metodunda rotor her bir uyartım sinyali için tam adımlık bir hareket yapmaktadır. Uyartım dönüş yönüne bağlı olarak sıra ile yapılır. Burada fazların uyartım sırası saat ibresi yönündeki (CW) dönüş için F1, F2, F3, F4, saat ibresinin tersi yönü (CCW) için F4, F3, F2, F1 şeklindedir.

İki-faz uyartım

Motor sargılarının ikisinin sıra ile aynı anda uyartıldığı uyartım cinsine iki-faz uyartımı adı verilir. Çizelge 2’ de 4-fazlı adım motoru için iki-faz uyartım sırasındaki fazların durumu görülmektedir. İki faz uyartımlıda rotorun geçici durum tepkisi tek-faz uyartımlıya göre daha hızlıdır. Fakat burada güç kaynağından çekilen güç iki katına çıkmaktadır.

Çizelge 1. Tek-faz uyartımın faz uyartım sıralaması

Adım R 1 2 3 4 5 6 7 8
Faz 1 x


x


x
Faz 2
x


x


Faz 3

x


x

Faz 4


x


x

Çizelge 2. İki-faz uyartımın faz uyartım sıralaması

Adım R 1 2 3 4 5 6 7 8
Faz 1 x x

x x

x
Faz 2
x x

x x

Faz 3

x x

x x
Faz 4 x

x x

x x

Karma uyartım

Bu uyartım yönteminde tek-faz uyartımı ile iki-faz uyartımı ardarda uygulanır. Burada rotor herbir uyartım sinyali için yarım adımlık bir hareket yapmaktadır. Çizelge 2.3’ te fazların uyartım sırası görülmektedir. Bu uyartım metodunda adım açısı yarıya düştüğünden adım sayısı iki katına çıkmaktadır.

Çizelge 3. Yarım adım (karma) uyartımın faz uyartım sıralaması

Adım R 1 2 3 4 5 6 7 8
Faz 1 x x




x x
Faz 2
x x x




Faz 3


x x x


Faz 4




x x x

4. Adım Motorlarının Denetimi

Açık döngü denetim

Şekil 5’ te açık döngü denetim için blok diyagramı görülmektedir. Sayısal kontrol sinyalleri denetleyici tarafından üretilir ve sürücü devre tarafından yükseltilip adım motorunun sargılarına uygulanır. Eğer denetleyici olarak mikroişlemci veya bilgisayar kullanılırsa bu elemanların getirdiği esnekliklerden dolayı aynı denetleyici ile farklı adım motorları kontrol edilebilir. Kontrol edilecek adım motorları 3, 4 veya daha farklı faz sayısına sahip olabilir. Ayrıca kullanılacak uyartım metodu için tek-fazlı, iki-fazlı veya yarım adım uyartımlarından herhangi biri seçilebilir. Bu uyartım metotlarından hangisinin kullanılacağı daha önce de açıklandığı gibi motorun kullanılacağı sisteme bağlıdır.

Image6.jpg (9203 bytes)

Şekil 5. Açık döngülü denetim

Denetleyici tasarlanırken motorun cinsi ve yükün durumu gözönünde bulundurulmalıdır. Bu sırada meydana gelen sınırlamalar kalıcı veya geçici durum sınırlamaları olabilir. Açık döngülü denetimde motorun konumu bilinmediğinden dolayı motorun gönderilen bütün adım komutlarını yerine getirdiği varsayılmaktadır. Eğer uyartım hızı çok yüksek ise, motor adım komutlarından bir kısmını yerine getiremeyebilir. Bu durumda kalıcı bir hata meydana gelir. Bu tür hataların meydana gelmemesi için motor yükünün en büyük olduğu durum göz önüne alınarak hata yapılmayan en yüksek hız belirlenip, bu hızın üzerindeki hızlarda uyartım yapılmamalıdır.

Kapalı Döngü Denetim

Kapalı döngü sistemlerde ani rotor konumu sezilerek denetim birimine iletilir. Her adım komutu için bir önceki komutun gerçekleştirildiği adım bilgisi alınarak uygulanır. Bu nedenle motor ile denetleyici arasında herhangi bir adım kaybı olmaz. Kapalı döngü denetime bir örnek Şekil 6’da gösterilmiştir.

Image7.jpg (18479 bytes)

Şekil 6. Adım motorunun kapalı döngülü denetimi

İlk olarak geri sayıcıya hedef konum yüklenir. Daha sonra başla komutu verilerek adım komutlarının sıralayıcıya uygulanması sağlanır. Adım komutlarına bağlı olarak motor adım hareketi yapmaya başlar. İlk adım tamamlanınca, konum sezici geri sayıcıyı ve denetim birimlerini uyarır ve geri sayıcı değeri bir azalır. Eğer bu denetim açık döngülü yapılırsa, geri sayıcı adım komutlarının sayısını yine saklar fakat komutun uygulanıp uygulanmadığı bilinmez. Konum sezici, denetim birimine yeni adım komutu üretimi için sinyal gönderir. Ağır yükler için adım komutları arası sürenin daha büyük olması nedeniyle adım komutlarının ard arda gelmesi istenmez. Yüke göre hız ayarlaması yapılır ve motor hedef konuma gelene kadar bu olaylar tekrarlanır. Adım motoru hedef konuma gelince denetim birimi dur komutu ile uyarılarak yeni adım komutu üretilmesi engellenir .Kapalı döngü sistemi, adım motorunu yük durumunu da göz önüne alarak uyartım sürelerini ayarlar ve en uygun hız profilinde çalıştırır.

5. Adım Motoru Sürücü Sistemleri

Şekil 7’ de bir adım motoru için gerekli olan sürücü devrenin blok diyagramı gösterilmiştir. Şekil 7.a’ da motorun lojik sıralayıcısı, Şekil 7.b’ de ise giriş kontrolörü gösterilmiştir.

Image8.jpg (9804 bytes)

a)Lojik sıralayıcının motora bağlantısı

Image9.jpg (5581 bytes)
b) Giriş kontrolörü

Şekil 7. Adım motoru sürücü sisteminin blok diyagramı

Lojik Sıralayıcı

Bu sistemde lojik sıralayıcı giriş kontrolöründen aldığı sinyali faz sayısına uygun sıralayarak motorun dönmesini sağlar. Sıralayıcı genellikle shift-register, NAND (ve değil), NOR( veya değil), NOT( değil) gibi lojik kapılardan oluşturulur. Özel amaçlı sıralayıcı için, J-K flip flop entegreleri ve lojik kapıların uygun kombinasyonları uygulanabilir. J-K flip-flop ve çeşitli lojik kapılar kullanılarak elde edilen sıralama devresi Şekil 8’de ve bu devrenin ürettiği sinyaller Şekil 9’ da gösterilmiştir.

Image10.jpg (11349 bytes)

Şekil 8. 4-fazlı adım motoru için lojik sıralayıcı


Image11.jpg (10967 bytes)

Şekil 9. Lojik sıralayıcının ürettiği sıralama

Sürücü devre

4-fazlı bir adım motorunu sürmek için örnek sürücü devre Şekil 10’ da gösterilmiştir. Adım motoru 4-fazlı karışık yapılı (Hybrid) adım motoru olup tam-adım ve her adımda iki faz uyartımlı olacak şekilde sürülmektedir. Sargıların uyartımı için her faza darlington çifti ve koruma diyotu içeren güç transistörleri kullanılmıştır. Motorların çalışması için gerekli olan enerji DA güç kaynağından sağlanmaktadır. Normalde 4-fazlı motorun sürülmesi ve fazların sırayla enerjilenmesi için mikroişlemci yada bilgisayardan 4-bitlik sinyal elde etmek gerekmektedir. Burada ise fazların sıralanması lojik sıralayıcı kullanılarak sağlanmıştır. Böylece her bir motor için 4-bitlik çıkış yerine 2-bitlik bilgi yeterli olmaktadır. Lojik sıralayıcının sıralama yapması için bir clock sinyaline bir de yön sinyaline gerek vardır. Bilgisayar veya mikroişlemcinin yön sinyali çıkışı 1 seviyesinde ise motor ileri, 0 seviyesinde ise geri yönde dönmektedir.

Image12.jpg (18359 bytes)

Şekil 10 4-fazlı adım motoru sürücü devresi




Şekil 11 Bipolar Step Motor Yapısı ve Adım Sırılaması



Şekil 12 AEG PLC için Bağlantı Şeması


1 ( mavi ) 2 ( Kırmızı ) 3 ( Beyaz ) 4 ( Sarı )

+ - -

1 6

3 8

4 7

2 5

UE1 UNE2
OM1 UM1
UNE2 UNT1
=M1 =A6
UNE2 UNE2
UM1 UM1
UNT1 UNT2
=A1 UT1
UNE2 =A7
UM1 UNE2
UNT4 UM1
=T1 UNT3
UNE2 UT2
UM1 =A5
UNT2 UNE2
UT1 UM1
=A4 UT3
UNE2 =A8
UM1 PE
UT1
=T2
UNE2
UM1
UNT3
UT2
=A2
UNE2
UM1
UT2
=T3
UNE2
UM1
UT3
=A3
UNE2
UM1
UT3
=T4

"

Elektrik Kazaları

0 yorum
Günümüzde insanlar ihityaçlarının büyük bir kısmını elektrik enerjisi ile karşılamaktadır. Hatta en basitinden bir kol saatini düşünürsek ve bu kol saatinin çoğu insanda 24 saat takılı olduğunu göz önüne alırsak, bu insanın elektrik enerjisi kullanımının süreklilik taşıdığını söyleyebiliriz. Bir kol saati bir elektrik kazasına sebep olmayabilir ama günlük hayatta kullandığımız pek çok elektrikli cihaz vasıtasıyla kazalar olmaktadır ve bu kazaların oranı giderek artmaktadır. Kazaların önlenmesi konusunda gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması ve bu güvenlik uygulamalarının sürekli denetlenerek kazalara karşı her alanda olduğu gibi elektrik alanında da korunmanın sağlanması gerekmektedir. Bütün bunların yanında özellikle elektrik çarpması durumunda yapılacak ilk yardım uygulamaları, pek çok kazazedenin yeniden hayata döndürülmesinde büyük pay sahibidir.

Elektrik çarpmalarında önemli olan ve dikkat edilecek ilk bilgiler.
  • Vücuttan geçen akımın miktarı
  • Akımın geçtiği yol
  • Akıma maruz kalma süresi
  • Vücut direnci
Elektrik enerjisinin insan organizması üzerindeki etkileri,
  • Şok
  • Bilinç kaybı
  • Çeşitli derecelerde yanıklar
  • Kasılmalar
  • Kramplar
  • Böbreklerin çalışmasının bozulması
  • Solunum durması
  • Kalbin durması
Elektrik enerjisinde insanın etkilenme değerleri dört bölgeye ayrılmış olarak değerlendirilebilir. Her insan aynı oranda etkilenmeyebilir.
  • Birinci Bölge: İnsanın ilk hissedebileceği akım, 0.01mA'den başlamakta, 15-25 mA'e kadar büyük bir tehlike oluşturmamaktadır.
  • İkinci Bölge: 15-25 mA'den başlamakta, 50 mA'e kadar olan akımları içermektedir. Bu akımlara maruz kalan insanlarda 30 saniyeden sonra bilinç kaybı olabilmekte, 3-4 dakika içerisinde de solunum ve kalbin durması olabilmekte ve ölüm meydana gelebilmektedir.
  • Üçüncü Bölge: 50 mA'den 100 mA'e kadar olan akımlarda insanda, bilinç kaybı, akciğer ödemi, yanıklar, ark oluşmuş ise bu arktan kaynaklanan ciddi ve tehlikeli yanıklar, böbrek arızaları gibi durumlar ortaya çıkabilir.
  • Dördüncü Bölge: 100 mA'den 200 mA'e kadar yine üçüncü bölgede oluşan etkiler meydana gelir
Bütün bu bölgeler tasniflenerek ayrılmış olsa dahi elektrik kazasına maruz kalan bir kişinin elektrik çarpması durumunun ilk saydığımız sıralamadaki etkileri göz önüne almak gerekmektedir. Göğüs bölgesinden geçen akım, göğüs kaslarında kramplar oluşturabilir ve solunum durabilir. 20 mA'den büyük akımlar kalbin kaslarını uyarır, kalpte elektrik dengesinin bozulmasına yol açar.

Elektrik kazası zararsız küçük akımlarda oluşsa dahi insanı etkilemektedir. Korku oluşmakta, neticesinde insan irkilme hareketiyle ya bir yere çarpmakta hatta düşmektedir. Kısaca ifade edersek, insan elektriğe tepki vererek mekanik kazalara yol açmakta ve zarar görmektedir."

FM Vericili Uzaktan Kumanda

0 yorum

Mikrofona komut verildikçe çıkıştan verim alınır. Devre denenmiştir.

"

Ledle Yapılan Flaşör Devresi

0 yorum

Arkadaşlar ben elektronikle hobi olarak uğraşıyorum. Özellikle devreleri denemek hoşuma gitmektedir. Bundan sonra denediğim devreleri internette yayınlayacağım. Elektronikle uğraşan arkadaşlara faydalı olmak benimde ilerlememe yardımcı olur diye düşünüyorum.

Devreleri KiCad programı ile hazırlıyorum. Bence bu program, şema çizmek ve baskı devre hazırlamak için ücretsiz, basit ve yeterlidir. Baskı devreyi bakır plakete geçirmek için teksir kağıdını kullanıyorum. Teksir kağıdı lazer yazıcıda sıkışmasın diye normal kağıda yazıcıya girecek tarafından yapıştırıyorum. Yazıcıdan çıkınca ayırıp ütüleme yöntemiyle bakır yüzeye geçiriyor ve soğuyunca su ile teksir kağıdını çözdürüyorum. Teksir kağıdının parlak ve ince olanı daha iyi oluyor. Pek çok kağıt çeşidini denedim ve teksir kağıdını kullanmaya karar verdim.

Ledli flaşörler genellikle oyuncaklarda veya süs eşyalarında kullanılırlar. Çalışırken görüntüsü, ledin birisi yanarken diğeri söner ve bu işlem sürekli devam eder gider. Devre 9 volt ile çalışmaktadır. Ben 5 volt ile de denedim çalışıyor.

Devrenin çalışması:

Devre, kararsız flip-plop'dan ibarettir. Birinci transistör iletimdeyken ikinci kesimde, ikinci transistör iletimdeyken birinci transistör krsimdedir. Böylece led1 ve led2 belli aralıklarla yanıp söner. Bu yanıp sönme hızı C1, C2, R1 ve R2 parçalrının değerlerine bağlıdır. Bu parçaların değerini değiştirerek yanıp sönme hızını değiştirebilirsiniz. Bu parçaların değeri büyüdükçe yanıp sönme hızı yavaşlar. Yine bu parçaların değeri küçüldükçe yanıp sinme hızı artar.

KiCad ile hazırlanan şema ve baskı devre dosyalarını indirmek için tıklayınız.

led flaşör

Şekil 1: Ledli flaşörün devre şeması.

Şekil 2: Baskı devre ve simülasyon görünümü.

Şekil 3: Devrenin montajı yapılmış haldeki görünümü.

Malzeme Listesi:
Q1, Q2: BC547
D1, D2: Kırmızı LED
C1, C2: 4u7 50V Elektrolitik kondansatör
R1, R4: 470 Ohm 1/4 W direnç
R2, R3: 22KOhm 1/4 W direnç
P1: Devrenin voltaj girişi

Herkese kolay gelsin.

"

99-0 Programlanabilir Geri Sayıcı

0 yorum
Programlanabilir sayıcılar, tayin edilmiş aralıkta sayım yaparlar. Pek çok kullanım alanları bulunmaktadır. Yapılacak devrede, zaman ve zaman sonunda bir iş yapılacaksa bu devreden faydalanılabilir. Mesela, basketbolda kullanılan 24 saniye kuralını panoda göstermek için bu devre yapılabilir. Belli saniyede bitmesi gereken yarışma veya işlerin zamanını takip etmek için veya otomasyon devrelerinde de kullanılabilir.

Devrenin Çalışması ve Yapısı:

Bu devre, tayin ettiğimiz sayıdan geri, sıfıra kadar saymaktadır. BASLATMA BUTONU'na basınca DSW1 ve DSW2 ile programladığımız sayıya gidilmekte ve buton bırakıldığıda geri sayım başlamaktadır. Sayı sıfıra geldiğinde ise "0 CIKIŞI" sürekli 1 seviyesinde olmakta ve D2 ledi sürekli yanmakta, "SÜRELİ ÇIKIŞ" noktası 1 saniye kadar 1 seviyesinde kalmakta ve geri 0 seviyesine inmekte ve D1 ledi 1 saniye kadar yanmakta, buzzer ise 1 saniye kadar ötmektedir.

Devrede sayıcı olarak 4510 entegreleri kullanılmıştır. BASLATMA BUTONU'na basılmasıyla, PRESET ENABLE (PE) ucu aktif olmaktadır. PE ucunun aktif olmasıyla, 4510 entegrelerinin PRESET girişleri ile progamlama değeri olan sayılar girilmektedir. Bu sayılar 4510 entegresinin Q1-Q4 çıkışlarında binary (ikilik) olarak çıkmaktadır. Buradan 4543 entegresi ile LED DISPLAY sürülmektedir. Ayrıca bu çıkışların her birinden 4078 entegresine sayım sırasında 0 değerini bulmak için uçlar gitmektedir. 4078 entegresi 8 girişli NOR kapısı veya OR kapısı olarak kullanılabilmektedir. Burada girişinin hepsi 0 seviyesine (00000000) geldiğinde çıkışı 1 olmakta ve 4001 entegresinin flip-flop olarak kullanılan kapılarını kontrol etmektedir. Ayrıca BAŞLATMA BUTONU'ndan gelen diğer uç ise bu flip-flopun diğer girişini kontrol etmektedir. Bu flip-flopun bir çıkışı sayıcılara sayma yetkisi vermekte, diğeri ise çıkış olarak kullanılmaktadır.

Devrede bulunan osilatör için ise, CD 4093 Entegre ile Yapılan Karedalga Osilatörü devresi, devrede bulunan 470nF kondansatörün kapasite değeri büyütülerek denenmiştir. Yapılacak devrede zaman hassasiyeti var ise kristal kontrollü 1Hz osilatör kaynağı kullanılmalıdır.

Devrede kullanılan C3 ve C4, 100nF kondansatörler voltajı filtrelemek amacıyla kullanılmıştır.

Devrenin Şeması:



Devrenin Ek Dosyaları:

Devre şemasını büyük görmek için tıklayınız

Devrenin, Proteus ISIS programıyla hazırlanmış şemasını sıkıştırılmış zipli dosya olarak indirmek için tıklayınız

Malzeme Listesi:
U1: CD 4001
U2: CD 4078
U3, U4: CD 4510
U5, U6: CD 4543
D1, D2: Kırmızı Led
7SEG1, 7SEG2: Ortak katodlu led displey
C1: 680nF
C2-C4: 100nF
R1: 10K
R2-R5, R20-R23: 2K2
R6-R19, R25, R26: 470
R24: 1M8
DSW1, DSW2: 4'lü dip switch
B3: Buton
J1: Devrenin +5V besleme girişi
BUZ1: Buzzer

Notlar:

1- Devrede gösterilen BUZ1 buzzeri uygulamada denenmemiş, çalışacağı düşünülerek bilgilendirme amaçlı olarak gösterilmiştir. Bunun yerine herhangi bir alarm devresi yapılabilir.

2- Ekte verilen Proteus ISIS dosyasında, simülasyonun çalışırlılığı, kullanılan bilgisayarın yetenek ve kapasiyesiyle doğru orantılıdır ve bazı sorunlar oluşabilir. Devre Simülasyonda çalıştırıldığında, sayıcı 2 saniyeye programlanır ve BASLATMA BUTONU'na basınca hemen bırakılırsa çıkış vermemekte ve buzzer ötmemektedir. Devre malzemeler ile kurularak çalıştırıldığında bu durum olmamaktadır."

Opamlı Voltaj Kontrollu Kare Dalga Osilatör

0 yorum
Bu devreyi bir arkadaşın talebi üzerine hazırladım. Devre esas olarak OPAMP kataloglarında verilmektedir. Ben ise uygulanabilir değerleri üzerinde çalıştım.

Devre LF353 opampı ile yapılmış olup 10K ayarlı direnc vasıtasıyla frekansı değiştirilebilmektedir. Devre 10 Volt besleme ile çalışmaktadır. Devrede bulunan şase voltajı 5 Volt simetrik besleme şeklidir. Bu simetrik beslemeyi elde etmek için 2 tane direnç ile gerilim bölücü yapılabilir.

Opamplı Osilatör"

OPAMP PWM Osilatörü

0 yorum
Devre opamp ile yapılmış pwm osilatörüdür. Bu devre pwm darbesi üreterek güç kontrolü olarak kullanılıyor. Potansyometreler frenkans ve pwm ayarı yapıyor. PWM ayarı yapılırken frenkans sabit tutuluyor.

Devrenin Şeması:

"

Aktif ve Pasif Devre Elemanları

0 yorum

Bir elektronikçinin başarılı bir çalışma yapabilmesi için, öncelikle kullanacağı devre elemanlarının özelliklerini iyi bilmesi gerekir. Karışık görünen pek çok elektronik devre aslında bildiğimiz basit kanunlar ve formüllerle çalışmaktadır. Bu kanunlar ve formüller akımın geçtiği mevzularla ilgili olarak temel ve yaklaşık sonuçları verir. Bu sonuçlar genellikle yeterlidir ve bizleri yormaz. Transistörlü bir devrede kazancın hesaplanması için ohm kanunu, kirşoff kanunu gibi kanunlar ihtiyacı karşılar. Bütün bu işlemler bir mühendislik değil sadece, temel ihtiyaçtır. Ne yaparsak yapalım devre elemanlarını tanımak gerekmektedir. Bu, sonucu garantilemenin ilk şartıdır.

Elektronik Devre Elemanları İki Gruba Ayrılır:
1. Pasif Devre Elemanları
2. Aktif Devre Elemanları

1- Pasif Devre Elemanları:

Pasif devre elemanları, tek elementten üretilen, görevini yerine getirirken herhangi bir enerjiye (voltaja) ihtiyaç duymayan ve tek tip maddeden yapılan elemanlardır. Bu elemanlar, genel amaçlı elemanlardır. Hemen hemen her elektronik devrede bulunurlar. Bu nedenle, bu elemanların genel yönleriyle tanınmaları, amaca uygun olarak kullanılmaları bakımından yeterlidir.

* Dirençler, karbon, karbon metal gibi maddelerden yapılan elemanlar olup, üzerinden akım geçmeye başlayınca görevini yerine getirmeye başlarlar ve OHM kanunu gereği elde edilmesi mümkün olan bütün değerlere ulaşılır.

* Kondansatörler, iki iletken levhanın dielektrik (yalıtkan) bir ortamda yanyana bulunmasıyla yapılır ve devrede bulunan gerilim durumuna her an cevap vererek, kapasite özelliklerini ve değerlerini ortaya çıkarırlar.

* Bobinler, iletkenlerden yapılır ve kullanıldıkları devrede elektromanyetik özelliklerini her an yerine getirirler.

2- Aktif Devre Elemanları:

Aktif devre elemanları, en az iki veya daha fazla elementten üretilen, çalışabilmeleri ve beklenen özelliklerinin yerine getirebilmeleri için enerjiye (voltaja) ihtiyaç duyan devre elemanlarıdır. Tek başlarına kullanılsalar (diyotlar gibi) dahi verimli ve hesap edilebilir bir devre için pasif devre elemanlarına ihtiyaç duyarlar. Bu elemanlar, özel amaçlı elemanlardır. Kullanılacak devrenin özelliğine göre, aktif devre elemanlarının özellikleri ve türleri de değişmektedir.

* Diyotlar, P ve N özellikli iki farklı kristal elemanın belli bir ölçüde bir araya getirilmesiyle yapılır ve devreden akımı tek yönde geçiren devre elemanıdır.

* Transistörler, yarı iletken malzemeden yapılmış elektronik devre elemanıdır. Yapısında P ve N yarı iletken kristal yapılar kullanılmıştır. İlk bakışta diyotun yapısına benzemekle birlikte çalışması ve fonksiyonları diyottan çok farklıdır.

* Tristörler, triyaklar ve bunları tetikleyenler gibi endüstriyel amaçlı devre elemanları.

* Entegre Devreler, aktif ve pasif elemanlarla yapılmış, kullanımı ve çalışma biçimi özel olan devre elemanıdır.

"

Diyot ve Çeşitleri

0 yorum

1 - Diyot :

Diyot tek yöne elektrik akımını ileten bir devre elemanıdır. Diyotun P kutbuna "Anot", N kutbuna da "Katot" adı verilir. Genellikle AC akımı DC akıma dönüştürmek için Doğrultmaç devrelerinde kullanılır. Diyot N tipi madde ile P tipi maddenin birleşiminden oluşur. Bu maddeler ilk birleştirildiğinde P tipi maddedeki oyuklarla N tipi maddedeki elektronlar iki maddenin birleşim noktasında buluşarak birbirlerini nötrlerler ve burada "Nötr" bir bölge oluşturular. Yandaki şekilde Nötr bölgeyi görebilirsiniz. Bu nötr bölge, kalan diğer elektron ve oyukların birleşmesine engel olur. Yandaki şekilde diyotun sembolünü görebilirsiniz. Şimdide diyotun doğru ve ters polarmalara karşı tepkilerini inceleyelim.

Diyotta Doğru Polarma :

Anot ucuna güç kaynağının pozitif (+) kutbu katot ucunada güç kaynağının negatif (-) kutbu bağlandığında P tipi maddedeki oyuklar güç kaynağının pozitif (+) kutbu tarafından, N tipi maddedeki elektronlar da güç kaynağının negatif (-) kutbu tarafından itilirler. Bu sayede aradaki nötr bölge yıkılmış olur ve kaynağın negatif (-) kutbunda pozitif (+) kutbuna doğru bir elektron akışı başlar. Yani diyot iletime geçmiştir. Fakat diyot nötr bölümü aşmak için diyot üzerinde 0.6 Voltluk bir gerilim düşümü meydana gelir. Bu gerilim düşümü Silisyumlu diyotlarda 0.6 Volt, Germanyum diyotlarda ise 0.2 Volttur. Bu gerilime diyotun "Eşik Gerilimi" adı verilir. Birde diyot üzerinde fazla akım geçirildiğinde diyot zarar görüp bozulabilir. Diyot üzerinden geçen akımın düşürülmesi için devreye birdr seri direnç bağlanmıştır. İdeal diyotta bu gerilim düşümü ve sızıntı akımı yoktur.

Diyotta Ters Polarma :

Diyotun katot ucuna güğ kaynağının pozitif (+) kutbu, anot ucuna da güç kaynağının negatif (-) kutbu bağlandığında ise N tipi maddedeki elektronlar güç kaynağının negatif (-) kutbu tarafından, P tipi maddedeki oyuklarda güç kaynağının pozitif (+) kutbu tarafında çekilirler. Bu durumda ortadaki nötr bölge genişler, yani diyot yalıtıma geçmiş olur. Fakat Azınlık Taşıyıcılar bölümündede anlattığımız gibi diyota ters gerilim uydulandığında diyot yalıtımda iken çok küçük derecede bir akım geçer. Bunada "Sızıntı Akımı" adı verilir. Bu istenmeyen bir durumdur.

2 - Zener Diyot :

Zener diyotlar normal diyotların delinme gerilimi noktansından faydalanılarak yapılmıştır. Zener diyot doğru polarmada normal diyot gibi çalışır. Ters polarmada ise zener diyota uygulanan gerilim "Zener Voltajı" 'nın altında ise zener yalıtıma geçer. Fakat bu voltajın üzerine çıkıldığında zener diyotun üzerine düşen gerilim zener voltajında sabit kalır. Üzerinden geçen akım değişken olabilir. Zenerden arta kalan gerilim ise zenere seri bağlı olan direncin üzerine düşer. Üretici firmalar 2 volttan 200 volt değerine kadar zener diyot üretirler. Zener diyotlar voltajı belli bir değerde sabit tutmak için yani regüle devrelerinde kullanılır. Yan tarafta zener diyotun simgesi, dış görünüşü ve ters polarmaya karşı tepkisi görülmektedir.

3 - Tunel Diyot :

Saf silisyum ve Germanyum maddelerine dafazla katkı maddesi katılarak Tunel diyotlar imal edilmektedir. Tunel diyotlar ters polarma altında çalışırlar. Üzerine uygulanan gerilim belli bir seviyeye ulaşana kadar akım seviyesi artarak ilerler. Gerilim belli bir seviyeye ulaştıktan sonrada üzerinden geçen akımda düşüş görülür. Tunel diyotlar bu düşüş gösterdiği bölge içinde kullanılırlar. Tunel diyotlar yüksek frekanslı devrelerde ve osilatörlerde kullanılır. Yan tarafta tunel diyotun sembolü ve dış görünüşü görülmektedir.

4 - Varikap Diyot :

Bu devre elemanını size anlatabilmem için ilk önce ön bilgi olarak size kondansatörden bahsetmem gerekecek. Kondansatörün mantığı, iki iletken arasında bir yalıtkan olmasıdır. Ve bu kondansatördeki iletkenlerin arasındaki uzaklık artırılarak ve azaltılarak kapasitesi değiştirilen kondasatörler mevcuttur. Fakat bunların bir dezanatajı var ki bu da çok maliyetli olması, çok yer kaplaması ve elle kumanda edilmek zorunda olması. Bu kondansatör türüne "Variable Kondansatör" diyoruz. Şimdi varible kondansatörlere her konuda üstün gelen bir rakip olan "Varikap Diyotu" anlatacağım. Varikap diyot, uclarına verilen gerilime oranla kapasite değiştiren bir ayarlı kondansatördür ve ters polarma altında çalışır. Boyut ve maliyet olarak variable kondansatörlerden çok çok kullanışlıdır. Diyot konusunda gördüğünüz gibi diyot da kondansatör gibi iki yarı iletken maddenin arasında nötr bölge yani yalıtkandan oluşur.Yan tarafta görüldüğü gibi üzerine uygulanan ters polarma gerilimi arttığı taktirde aradaki nötr bölge genişliler. Bu da iki yarı iletkenin aralarındaki mesafeyi arttırır. Böylece diyotun kapasitesi düşer. Gerilim azaltıldığında ise tam tersi olarak nötr bölge daralır ve kapasite artar. Bu eleman televizyon ve radyoların otomatik aramalarında kullanılır.

5 - Şotki (Schottky) Diyot :

Normal diyotlar çok yüksek frekanslarda üzerine uygulanan gerilimin yön değiştirmesine karşılık veremezler. Yani iletken durumdan yalıtkan duruma veya yalıtkan durumdan iletken duruma geçemezler. Bu hızlı değişimlere cevap verebilmesi için şotki diyotlar imal edilmiştir. Şotki diyotlar normal diyotun n ve p maddelerinin birleşim yezeyinin platinle kaplanmasından meydana gelmiştir. Birleşim yüzeyi platinle kaplanarak ortadaki nötr bölge inceltilmiş ve akımın nötr bölgeyi aşması kolaylaştrılmıştır.

6 - Led Diyot :

Led ışık yayan bir diyot türüdür. Lede doğru polarma uygulandığında p maddesindeki oyuklarla n maddesindeki elektronlar birleşim yüzeyinde nötrleşirler. Bu birleşme anında ortaya çıkan enerji ışık enerjisidir. Bu ışığın gözle görülebilmesi için ise p ve n maddelerinin birleşim yüzeyine "Galyum Arsenid" maddesi katılmıştır. Ledlerin, yeşil, kırmızı, sarı ve mavi olmak üzere 4 çeşit renk seçeneği vardır.

7 - İnfraruj Led :

İnfraruj led, normal ledin birleşim yüzeyine galyum arsenid maddesi katılmamış halidir. Yani görünmez (mor ötesi) ışıktır. infraruj ledler televizyon veya müzik setlerinin kumandalarında, kumandanın göndediği frekansı televizyon veya müzik setine iletmek için kullanılır. Televizyon veya müzik setinde ise bu frekansı alan devre elemanına "Foto Diyot" denir. İnfraruj led ile normal ledin sembolleri aynıdır.

8 - Foto Diyot :

Foto diyotlar ters polarma altında kullanılırlar. Doğru polarmada normal diyotlar gibi iletken, ters polarmada ise n ve p maddelerinin birleşim yüzeyine ışık düşene kadar yalıtkandır. Birleşim yüzeyine ışık düştüğünde ise birleşim yüzeyindeki elektron ve oyuklar açığa çıkar ve bu şekilde foto diyot üzerinden akım geçmeye başlar. Bu akımın boyutu yaklaşık 20 mikroamper civarındadır. Foto diyot televizyon veya müzik setlerinin kumanda alıcılarında kullanılır.

9 - Optokuplörler :

Optokuplorler içinde bir adet foto diyot ve bir adet de infaruj led barındıran bir elektronik devre elemanıdır. Bu infaruj led ve foto diyotlar optokuplörün içerisine birbirini görecek şekilde yerleştrilmişlerdir. İnfraruj ledin uclarına verilen sinyal aynen foto diyotun uclarından alınır. Fakat foto diyotun uçlarındaki sinyal çok çok düşük olduğu için bir yükselteçle yükseltilmesi gerekir. Bu devre elemanının kullanım amacı ise bir devreden diğer bir devreye, elektriksel bir bağlantı olmaksızın bilgi iletmektir. Aradaki bağlantı ışıksal bir bağlantıdır.

"

Followers

 

elektrik & elektronik. Copyright 2008 All Rights Reserved Revolution Two Church theme by Brian Gardner Converted into Blogger Template by Bloganol dot com